31 Temmuz 2011 Pazar

29.07.2011

Maceramız seyahatle başlıyor doğal olarak.
Çıkış yerimiz İstanbul, varış yerimiz Chicago. Delta Havayolları ile uçuyoruz ve arada New York'da aktarma yapıyoruz.

Bizi New York'a götürecek uçak okyanus aşacağı için biraz büyük. Koltuklar görece rahat. Her koltuğun arkasında müzik, film, oyun ve güncel navigasyon bilgilerinin olduğu bir ekran mevcut. Bu yüzden yolculuk çok sıkıcı geçmiyor. Ama birkaç kez tuvalet için kalkmak haricinde 12 saat oturmak çok yorucu ve rahatsız edici.



Haftalardır süren ve son günlerde ciddi uykusuzluklara sebep olan hazırlıklar, uçakta uyuma hayalleri kurdurmuştu ancak tam arkamızda sürekli zırıldayan şirin kız çocuğu, açıktan şikayet edilemeyen feci bir rahatsızlık oluşturuyor.




New York'da yağmur karşılıyor bizi. Pasaport ve gümrük fasıllarından sonra bavulları aktarmaya verip Chicago uçağına yollanıyoruz. JFK Havaalanı, bize daha önce söylendiği gibi çok büyük. Uzun bir yürüyüş yapıyoruz. Uçak ufak bir gecikmeyle yolcu almaya başlıyor. Ancak yolcular içindeyken, açıklanamayan bir sebeple 1-1,5 saat kadar yerde bekliyor.


Amerika üzerinde gece uçuşu çok keyifli. İç hatlar olduğu için uçak küçük. Bu yüzden pilot sert manevralar yapıyor, bu da bizim görüş açımızı artırıyor.






Chicago O'Hare Havaalanından taksiyle geçiyoruz eve. Taksiciyle adres konusunda anlaşmak birkaç dakikamızı alıyor. Telefonumdaki navigasyon işimizi çok kolaylaştırıyor bu arada. Türkiye'de sabah 8:30'da evimizden başlayan yolculuğumuz, A.B.D.de geceyarısı yeni evimizde son buluyor.