22 Mart 2012 Perşembe

12.02.2012


IIT'de çok değişik geçmişlere, birikimlere, milliyetlere sahip kişiler eğitim alıyor. Ordu mensupları da bunların arasında.

IIT'de eğitim alan bu askerler haftanın bir günü uniformalarını giyme hakkına sahipler.
Biz ise aylar sonra ilk defa bayrak törenlerine şahit oluyoruz.

11.02.2012


Bugün de evde çalışma günü. Yine kitaplarımıza, notlarımıza gömülüyoruz.

Yumuşak öğledensonra güneşi karları eritiyor.

Bizse içerde ödevleri, projeleri eritmeye çalışıyoruz.








Çalıştıkça, ürettikçe keyfimiz yerine geliyor.

Günlük ev işleri bile keyifle yapılıyor işimizi yaptığımızı bilince.


10.02.2012


Şikago havası bize oyun oynamaya devam ediyor. Daha bir hafta olmamış göl kenarında güzel havanın tadını çıkaralı. Gece başlayacağı tahmin edilen kar yağışı, öğlene doğru başlıyor ama çarçabuk her yeri beyaza bürüyor.









Biz her kar görüşümüzde olduğu gibi yine çocuklar gibi mutlu oluyoruz.






09.02.2012


Rüveyda Hoca yine Arthur Weir'ın dersine katılıyor bugün. Mimarlık öğrencilerine yapım yönetimi vermek, Türkiye'de gerçekleştirdiği çalışmalar arasında.

Pratikten gelen tecrübeyi öğrencilerin seviyesine indirmek büyük beceri gerektiriyor.

Ama sınıfın doluluğu, Weir'ın başarısının kanıtı. Rüveyda Hoca'nın aynı konulu seçmeli dersinde sınıfının doluluğunu getiriyor akla.
Başarının çok basit kanıtları var.

Bununla birlikte çok basit bilgiler pratikte çok önem kazanabiliyor. Değişikliklerin maliyetinin proje ilerledikçe gittikçe artması gibi.

08.02.2012

Yan masamızda oturanlarla birbirimize laf atıp ufaktan sohbet ediyoruz. Çok kültürlü bir grup olduklarından bahsediyorlar. Biri batıdan gelmiş, biri güneyden. İkisi Şikagolu. Batı dedikleri Amerika'nın batı kıyısı, güney dedikleri 1000km uzaktaki güney eyaleti.
Amerikalılar dünyayı Amerika'dan ibaret zannederler savının açık kanıtı. Dünyayı bilmeyip dünyaya hakim olma çabası gerçekten çok ilginç.

07.02.2012


Bugün yine okulda çalışıyoruz. Rüveyda Hoca sürekli okuyor, anlıyor, özümsüyor, yorumluyor, çalışmasına katıyor.

Sürekli üretmek için sürekli çalışıyor.

Bense bölüm laboratuarında bir masaya yerleşiyorum. Öğrenci olmanın yan etkilerinden biri ödev hazırlamak. Bilgisayarın yanındaki dev kupa kahve ihtiyacımı ancak karşılıyor.

Bir yandan derste aldığım notları karıştırıyorum, bir yandan ödevimi hazırlıyorum. Okullu olmaktan pek memnunum.

06.02.2012


Haftanın ilk günü alışılmadık bir konuğumuz var. Evdeki tüm tamiratlar için yardım istediğimiz Frano.

Evin ısıtma sisteminde sıkıntılar olduğu için çağırıyoruz onu. Bir yandan elinden geleni yapıyor, bir yandan Amerika'lıların anlayışsızlığından şikayet ediyor. Çin mallarının kalitesizliğinden yakınmadan geçmiyor tabii.

İş bittikten sonra olmazsa olmazımız çay eşliğinde sohbet ediyoruz. Frano'nun soyadı Bulut. İlk duyduğumuzda çok şaşırıyoruz. Sonradan öğreniyoruz Boşnak göçmeni olduğunu.

Yıllar önce Amerika'ya gelmiş, yerleşmiş, evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış. Velhasıl Amerikalı olmuş. Ama konuşmaya başlayınca ne kadar yakın olduğumuz ortaya çıkıyor.

05.02.2012


Pazar sabahı misafirlerimiz var. Hilal, Soner ve Sezgin ile sohbet eşliğinde kahvaltının tadını çıkarıyoruz.

Sohbet kanepede devam ediyor.

Sonra güzel havanın çekiciliğine dayanamayıp kendimizi göl kenarına atıyoruz.

Güneş yavaş yavaş alçalırken biz havanın sıcaklığından kışın son günlerinde olduğumuzu düşünüyoruz. Hava yumuşak, günbatımı güzel. Şehir merkezini birazcık uzaktan izlemenin keyfini çıkarıyoruz.

Akşam ise Emine Hanım ile Tahsin Ağabey'in evlerine yemeğe davetliyiz.  Emine Hanım çok güzel yemekler hazırlıyor bizim için.

Tahsin Ağabey, Sevtap ve ben ise sohbet ediyoruz.

Yemek çanı çaldığında ise sofraya hücum ediyoruz. Bu yemekleri görüp de sofraya koşmamak ayıp olmaz mı?

Yemeklerden daha önemlisi ise sevdiklerimizle beraber olmak. Onların sohbeti olmasa yemeklerin tadını alabilir miyiz?

04.02.2012


Bugün yine misafirlerimiz var. Rüveyda çok güzel şeyler hazırladı. Ben de ucundan tutmaya çalıştım işlerin. Sonra da sıvıştım.

Çünkü sınıf arkadaşlarımız, güzel kızlar geliyor bize.
Onların deyimiyle Türk Gecesi, bizim deyimimizle kızlar gecesi.

Arka planda kahkahaları koyvermekten çekinmeyen 2. kuşak Amerikalı Rebecca. Becky denmesini tercih ediyor.

Anlattığı şey ile onu kahkahalara boğan ise İspanyol arkadaşımız Laura. IIT'nin Yapım Yönetimi bölümünde yüksek lisansını yapıyor.

Okulda kendilerini sevmeyen bir tek kişi bulamayacağınız, neredeyse hiç ayrı yakalayamayacağınız, yüzlerinden gülümseme hiç eksik olmayan ikizlerimiz Lisa ve Beth.

Lisa ve Beth de 2. kuşak Amerikalılar. Japon atalarının çizgileri yüzlerinde çok belirgin.

Türk Gecesi Türk Kahvesi olmadan olur mu?
Laura ısrarlara kulak asmayarak meyve suyu ile devam ediyor.

Sohbet kanepede devam ediyor. Beş kız bir araya gelince konuşulacak, kaynatılacak şeyler bitmiyor tabii.

03.02.2012


Bugün kent merkezinde çok güzel bir balık lokantasındayız.









Amerikalılar'ın öğle yemeği anlayışı sandviçin ötesine geçmediği için, akşamları tıklım tıklım olduğuna emin olduğumuz bu mekan öğlen saatlerinde bomboş.

O yüzden şeref konuğu gibiyiz. Garsonlar yalnız bizimle ilgileniyor. Biz de güzel dekorun tadını çıkarıyoruz.


Bizi bu güzel mekana davet eden ise, Loyola Üniversitesi'nde profesör olarak görev yapan, dünyanın en iyi 500 ekonomisti arasına giren yedi Türk'ten biri, Prof. Dr. Vefa Tarhan hocamız. Sabahlara kadar çalıştığını bildiğimizden değerli vaktinden bize ayırdığı için çok memnunuz. Güzel balık yemekleri eşliğinde sohbet ediyoruz kendisiyle.

8 Mart 2012 Perşembe

02.02.2012


Rüveyda Hoca buradaki faydayı had safhaya çıkarmak için çalışma konusuyla ilgili olabildiğince fazla derse girmeye çalışıyor. Bu dönemki derslerden biri de "Construction & Project Management".

Mimarlık Fakültesi'nin derslerinden biri bu ve yürütücüsü bir profesyonel: Şikago'nun en önemli proje yönetimi firmalarından biri olan Rise Group'un Genel Müdür Yardımcısı Arthur Weir.

Weir'ın bu haftaki konuğu firmanın bir diğer genel müdür yardımcısı, Guenther Preuhs. Weir dersi profesyonel tecrübelerinin ışığında sürdürürken değişik alanlardan uzmanları da çağırarak dersin boyutunu artırıyor.

Proje ve yapım yönetimi çok boyutlu bir çalışma konusu olduğu için, değişik alanlardan uzmanların görüşleri ve tecrübeleri, sürecin bütününün anlaşılmasında hayati öneme sahip. Yoksa havada kalan teorik bilgilerle dersi tamamlamak içten değil.

01.02.2012


Bugün Yalın İnşaat (Lean Construction) dersindeyiz. Dersin başında, önceki hafta verdiğimiz ödevleri geri alıyoruz. Her hafta ödevimiz var.

Sonra yürütücü Cindy Menchez o günkü sunumunu yapıyor. Dersler önce sunum, sonra uygulama şeklinde geçiyor. Her ders bir Yalın yaklaşım prensibini ele alıyoruz.

Uygulamada ise o prensibi özümseyecek oyunlar oynuyoruz. Bu haftaki uygulamada ekibin her üyesi, ayrı bir inşaat yüklenicisi rolünde. Görevlerimizi öğreniyoruz önce.

Bu haftaki prensibe göre eşzamanlı olarak çalışıp işin süresini kısaltacak planlama müdahalelerini yapacağız.

Sorumlu olduğumuz inşaat işlerini yapışkanlı kağıtlarla programa yerleştiriyoruz. Sonra aramızda konuşup anlaşarak bunların yerini değiştiriyor, programı daha verimli ve kısa hale getirmeye çalışıyoruz.

Sonuçta koordineli çalışan ekiplerin yürüttüğü ve işin daha kısa zamanda bitirildiği program çıkıyor ortaya.

Dersin son bölümünde Menchez değerlendirme yapıyor, doğrularımızı ve yanlışlarımızı gösteriyor.

Bu oyunun gerçeği ile bire bir aynı olduğunu biliyoruz. Yalın inşaat yapan firmalar planlama süreçlerini böyle yönetiyor. Uygulamaya yönelik olarak öğrenmek büyük bir avantaj.