28.08.2011

Bugün benim için ilginç ve hoş bir gün.

Pazar gününü fırsat bilip evde ortalığı toplama, temizlik yapma, yemek pişirme gibi işleri yaptıktan sonra yanıbaşımızdaki, göl kenarındaki parka çıkıyoruz.

Rüveyda kumsalda, şiddetli rüzgara rağmen güneşlenirken ben biraz koşu yapıyorum. Ama detay şu: Üzerimde geçen sene İstanbul Orienteering Grubu'nun organize ettiği Ist5Days tişörtü var.

Koşarken bana dikkatlice bakan biri gözüme çarpıyor. Yanına yaklaşınca üzerimdeki tişörtteki İstanbul'u gösteriyor ve Türk olup olmadığımı soruyor.

Türksever bir Amerikalı'ya rastlıyorum. Bana Eylül ortasında İstanbul'da kalıp tüm tarihi yerleri gezeceğini (sayıyor genel olarak, bilgi sahibi), ardından Kuşadası, Marmaris ve Bodrum'a gideceğini söylüyor. Efes'i gezeceğinden bahsediyor. Benimle karşılaşmış olmaktan çok büyük heyecan duyduğunu belirtiyor.

Övmeden edemiyorum memleketimi. Biraz anlattıktan sonra çok iyi bir iş yaptığını, çok keyif alacağını ve asla pişman olmayacağını belirtiyorum. Benim için de çok büyük heyecan oluyor.