28 Ağustos 2011 Pazar

21.08.2011


Bugün, ertelenen Şikago Hava ve Su Gösterisi'ni izlemek üzere biraz Güney tarafımızda kalan Lincoln Parkı kumsalına yöneliyoruz.

Havada uçacak olanları izlemeden önce yerde uçanları selamlıyoruz.





Kumsal oldukça uzun. Gösterilerin odağında olacak kısma yöneldiğimizde başlamış oluyor herşey. Biz de bir yandan yol alıp bir yandan izliyoruz.





Hem gezmeyi hem uçmayı seven kişiler olarak keyfimize diyecek yok.






Pilotların grup halinde sergiledikleri hareketler çok keyif verici.

Uyum, ruhumuzu okşayan şeyler arasında.








Günün en sıcak saatleri. Ara sıra oturup soluklanıyoruz. Bu sırada biraz da fotoğraf çekiyoruz.









Pilotlar suya, değecek kadar yaklaşıyorlar. Çok heyecan verici.









Akıl almaz hareketler yapıyorlar. Hayatlarında yalnızca bu işle ilgilenen kişiler bunlar. O yüzden figürler, kolay kolay görülebilecek şeyler değil.







Ve bu F16, bu ağır çekim geçişle tüm seyircileri selamlayarak gösteriyi sonlandırıyor.


Kumsalın kalabalığını arkamızda bırakıyoruz dönüş yolunda. Şehir uzaktan çok güzel görünüyor.

Üzerimizdekilere dikkat!






Bugünün bize hediye ağır bir amele yanığı. Soyulmaya başlamam için 3 gün yetiyor.

20.08.2011

Bugün Cumartesi ve haftasonu yapılacak Hava ve Su Gösterisi (Chicago Air and Water Show) geldi çattı. Bunu günler önceden takibe almıştık ve sabırsızlıkla bekliyorduk.

Ama hayatta herşeyi planlayamıyorsunuz. Sabah kapalı olan hava, rüzgar sesiyle uyandırdı bizi. Başlangıç saatinde gösteri yerine şiddetli bir yağmur sahne aldı. Hüsranın verdiği mahzun tebessümle camın önünde biraz yağmur seyrinden sonra internetteki sosyal paylaşım ağlarında Şikago yerel yönetiminin bugünkü gösterileri ertelediğini öğrendik.

Böylece evde oturup çalışmalara yoğunlaşmak için bir fırsat doğmuş oldu.

19.08.2011


Bugün sempozyumun ikinci ve son günü.
Oturumlara ve ardından yapılan çok faydalı tartışmalara katıldıktan sonra dönüş için yola çıkıyoruz.





Dönüş yolunda Northwestern Universitesi'nin bulunduğu Evanston bölgesini geziyoruz biraz.









Burası filmlerde görmeye alıştığımız kalburüstü konut bölgelerinden.

Geniş yolların kenarına dizilmiş evler.




Genelde geniş bahçelerin içinde, özel mimariye sahip güzel evler bunlar.






Aralarda eskiden kalma büyükçe konutlara da rastlıyoruz.

Burada aile yadigarı olan şeylere saygı çok büyük. O yüzden korumaya bakışları farklı.




Bölgeye hizmet veren istasyon binası bile oldukça eski bir mimariye sahip.

Herşeyiyle sakinlik ve huzur hissettiren bir bölge.

18.08.2011


Bugün mesleki bir organizasyona katılıyoruz. Northwestern Universitesi'nin evsahipliği yaptığı ve konusu BIM olan bir sempozyum.





BIM, yapı bilgi modelinin (Building Information Model) kısaltması. Mimari, statik, mekanik, elektrik vs. tüm disiplinlerin çakışık olduğu 3 boyutlu proje.





Türkiye'de oldukça yeni olan bir konu. Ama yabancı ülkelerde yaygın bir şekilde kullanılan bir sistem.






Biz de konu hakkında bilgi sahibi olmak, hem de profesyonellerle tanışmak için bu organizasyona katılıyoruz.

17.08.2011

Bugün Rüveyda'nın danışmanı ile görüşmesi var. Hep geziyormuşuz gibi görünse de çalışmaya ciddi vakit ayırıyoruz ve tempo gittikçe artıyor.

Benim bahsetmek istediğim ise farklı bir konu. Amerika'ya gelirken bizi hava konusunda uyarmışlardı. Ben de üzerine biraz araştırma yapmıştım. Havanın yazın 30ºC ve üstünde olacağını ve nemim yüksek olduğunu öğrenmiştim. Ama bir konuda kimse beni uyarmadı.

Tüm kapalı mekanlarda klima mevcut. Ve klimalar haddinden fazla çalışıyor. Aslında geldiğimiz uçakta başlamıştı bu klima olayı ama anlayamamışız demek ki. Alışmak zaman alacak gibi duruyor.

16.08.2011


Bugün Şikago'nun tarihçesinin sergilendiği Şikago Tarih Müzesi'ndeyiz.






Şikago'nun kuruluş sebebi nehir taşımacılığıyla gerçekleştirilen kürk ticareti. Kızılderililer zamanından başlayarak bu gelişmeye tanık oluyoruz.





Şikago'nun neden bu kadar geliştiğinin açıklaması bu dünya haritasında: Amerika'yı kateden ticaret yolları.






Amerikan tarihinin en önemli isimlerinden biri olan Abraham Lincoln Şikago'dan seçilmiş ve siyaset tarihine giriş yapmış.





Diğer bölümlerde büyük Şikago yangını, zenci ayaklanması, Al Capone vb. önemli olaylar anlatılıyor.


Şikago mimarisi tarihte önemli bir yere sahip. Önemli akımlara ev sahipliği yapmış.

Kule teknolojisi ve buluşlar da mimarlık ve inşaat alanlarında çok önemli bir yere sahip.



Çalışmaya gelen büyük kitlelerin hareketi söz konusu olduğu için toplu taşıma çok önemli bir yere sahip olmuş her zaman.





Ve sonra araba dönemi ve onun getirdiği kültür var sırada.






Sporun önemli bir yeri gündelik hayatta. Tarihçesi, Amerikan tarihinde önmli bir bölüm oluşturuyor.









Caz ve Blues Şikago'da çok önemli bir yere sahip. Yaratılan Caz Klubü ortamıyla hem öğrenme hem de tadını alma olanağı sağlanmış.




Çocuklar tabii ki çok önemli. Herşey onların anlayabileceği, ilgilerini çekecek şekilde düzenlenmiş.


Yetmiyormuş gibi (yetmez tabii ki) eğlenerek öğrenecekleri bir de oyun bölümü yapılmış.

15.08.2011


Bugün şehrin en eski yerleşim noktası olan Old Town'dayız.









Şehrin ilk kurulduğu yer burası.
Bu yüzden oldukça eski dükkanlar var burada.









Gezerken bu güzel çeşmenin yanıbaşında soluklanıyoruz.










Sonra bölgedeki eski evlerin arasında bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.









Zaman ağır akıyor sanki burada. Tamamen durmuş denemez ama geride bir yerlerde olduğu kesin.






Şikago'nun en eski kiliselerinden biri olan Saint Michael Kilisesi'ne uğramadan geçmiyoruz tabii ki.

Dini yapılar her kültürde farklıdır ve önemli bir yere sahiptir.



Bu eski yerleşim zamanın ağırlığından olsa gerek bir dinginlik uyandırıyor insanda.






Sokak aralarında, olduğu gibi korunmuş eski dükkanlar buluyoruz.






Çıkışlar, atılımlar gerçekleştirmiş sanatçılar, önce dönemlerinde yapılmakta olanı en iyi şekilde yapabildiklerini kanıtlarlar. Nazım'ın Ağa Camii gibi.

Bu da Arts and Craft akımının en güçlü isimlerinden Sullivan'ın yaptığı klasik tarzda bir Amerikan evi.



Ve gezerken bir de Budist tapınağına rastlıyoruz.

Açık olduğu bir gün gezmeye karar vererek Old Town gezimizi noktalıyoruz.

20 Ağustos 2011 Cumartesi

14.08.2011


Biz güzel şeylerin paylaşıldıkça arttığına inananlardanız. Bu yüzden hep güzel şeyleri paylaştık sizinle.

Biz aynı zamanda çaba harcarsak hayatımızı güzelleştirebileceğimizi bilen kişilerdeniz. Bu yüzden yoğun çaba sarf ediyoruz.



Yemek bu yollardan en önemlilerden biri. Kendiniz için yapıyorsunuz ve keyfini çıkarıyorsunuz.






Çok şanslıyız, evsahiplerimiz İdil ve Fatih Türkmenoğlu, evlerini evimiz gibi kullanmamıza izin verdiler (buradan Talia ve Mira'ya kocaman öpücükler). Dolayısıyla tam teşekküllü bir mutfağımız var.


Türkiye'dekilere benzer, yakın malzemeler bularak ya da yaparak damak zevkimizi sağlamaya çalışıyoruz. Bugünü dinlenmek, gölde yüzmek, temizlik ve yemek yapmakla geçiriyoruz.

13.08.2011


Bu Cumartesi bir hayali gerçekleştirmek üzere şehrin özel bir kısmının yolunu tutuyoruz.

Tiyatrolar bölgesindeyiz bugün.







Çocukluğumuzda filmleştirilmiş halini izlediğimiz bir Broadway müzikali Şikago'da.







Görünüşe göre biz Broadway'e gidemesek de Broadway bize gelmiş.

Ünlü Batı Yakası Hikayesi (West Side Story) için son dakikada iki (görece) ucuz bilet buluyoruz. Kültür, sanat olunca başka şeylerden kısabiliriz.



Hem bu çocukluk hayalimiz. Yeri bambaşka. Mutluluğumuza diyecek yok.









Kadillak Sarayı (Cadillac Palace) isimli çok büyük ve güzel bir salonda oynuyor müzikal.









Ve tahmin ettiğimiz üzere son derece kalabalık. Bilet bulabildiğimiz için şanslıyız.







Salonun kendisi bile izlenmeye değer.

Biz de müzikale has özel tasarımlı perdeyi inceledikten sonra salona dönüyoruz.




Kalabalığa şöyle bir göz attıktan sonra sahne ekibinin kendine hayran bırakan müthiş performansını seyretmeye dalıyoruz.

12.08.2011


Gittikçe yoğunlaşan çalışmalarımızdan da bahsedeceğiz bir ara. Ama eğlenceli kısımlara öncelik vermek istiyoruz.

Bugün Şikago Sanat Enstitüsü'nü (Art Institute of Chicago) ziyaret ediyoruz.




Öğrendiğimize göre yeni bir kanat eklenmiş bu sene müzeye.

Daha çok gezecek yer, daha çok eğlence.




Gelmeden önce uyarmışlardı, bir günde bitmez diye. Hazırlıklıyız yarım kalmasına. Eğlence sonra devam eder.

Çok sayıda dingin sergi salonu var.

Bu salonlarda sürekli ve süreli sergiler mevcut.






Sürekli sergilerde çok çeşitli kültürlerden eserler mevcut.










Güzelim İznik çinilerimiz de bunların arasında.

Yine göğsümüz kabarıyor.






Firavun mumyaları yine karşımızda.










Mumyalama işleminden önce iç organların çıkarıldığını biliyorduk. Ama ilk defa burada bu organların dört grupta (beyin, akciğer, karaciğer, bağırsaklar) şişelenip mezar odasına koyulduğunu öğreniyoruz.




Hep üçüncü boyutla uğraşan mimarlar olarak heykeller yine en çok ilgimizi çekenler.







Ve modern sanatlar.







Frank Lloyd Wright tasarımı ürünleri bu kadar yakından incelemek çok duygulandırıyor bizi.







Ve tabii daha neler neler.







En çok ilgimizi çeken ise olduğu gibi saklanan eski Şikago borsa odası.

Uyarıldığımız üzere müzeyi bir günde bitiremiyoruz.
Demek ki daha çok eğlence var önümüzde.