14 Ağustos 2011 Pazar

09.08.2011


Okul ve çalışma temposu artmaya başlıyor ve gezilerimizi dikkatli programlayıp aralara sıkıştırmamız gerekiyor artık.

Bugünkü rotamız Çağdaş Sanatlar Müzesi (Museum of Contemporary Arts, MCA).



Bina aydınlık bir girişle karşılıyor bizi.







İçeride çok çeşitli sergiler mevcut.







Aydınlık girişten sonra aydınlık salonlara açılan görece karanlık hole yöneliyoruz.









Binanın kendisi de bir sanat eseri aslında. Tüm mimari eserlerde aradığımız farklılık ve estetik anlayışı, bir çağdaş sanatlar müzesinin olmazsa olmazı.








Yavaş yavaş dolaşıyoruz ve sergilerin tadını çıkarıyoruz.










Mimar olarak hep üçüncü boyutla uğraştığımızdan üç boyutlu eserler en çok ilgimizi çekenler.









Hatta zamanın eklenmesiyle hayatımızda ön plana çıkan dördüncü boyut, sanatta da kendisini gösteriyor fazlasıyla.

Hareketli heykeller her an farklı hisler uyandırıyor.







Sergilerden sonra mağaza kısmına yöneliyoruz. Alacak çok şey var, seçim yapmak zor ama kaçınılmaz.









Sonra arka bahçeye atıyoruz kendimizi. Burası binanın mimari özelliklerinin tadını çıkarabileceğimiz bambaşka bir dünya.





Önce canlı müzikle rahatlıyoruz biraz.







Son olarak da çimlere yayılan insanlar ve oynayan çocukların arasında yorgunluğumuzu atıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder