28 Ağustos 2011 Pazar

15.08.2011


Bugün şehrin en eski yerleşim noktası olan Old Town'dayız.









Şehrin ilk kurulduğu yer burası.
Bu yüzden oldukça eski dükkanlar var burada.









Gezerken bu güzel çeşmenin yanıbaşında soluklanıyoruz.










Sonra bölgedeki eski evlerin arasında bir zaman yolculuğuna çıkıyoruz.









Zaman ağır akıyor sanki burada. Tamamen durmuş denemez ama geride bir yerlerde olduğu kesin.






Şikago'nun en eski kiliselerinden biri olan Saint Michael Kilisesi'ne uğramadan geçmiyoruz tabii ki.

Dini yapılar her kültürde farklıdır ve önemli bir yere sahiptir.



Bu eski yerleşim zamanın ağırlığından olsa gerek bir dinginlik uyandırıyor insanda.






Sokak aralarında, olduğu gibi korunmuş eski dükkanlar buluyoruz.






Çıkışlar, atılımlar gerçekleştirmiş sanatçılar, önce dönemlerinde yapılmakta olanı en iyi şekilde yapabildiklerini kanıtlarlar. Nazım'ın Ağa Camii gibi.

Bu da Arts and Craft akımının en güçlü isimlerinden Sullivan'ın yaptığı klasik tarzda bir Amerikan evi.



Ve gezerken bir de Budist tapınağına rastlıyoruz.

Açık olduğu bir gün gezmeye karar vererek Old Town gezimizi noktalıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder