13 Kasım 2011 Pazar

17.10.2011


Bugün ilk durağımız ünlü Empire States binası.

Her noktası ile görülmeye değer bir yapı. Bir yandan binanın kendisini incelerken bir yandan da kendimizi manzaraya hazırlamaya çalışıyoruz, heyecanımız had safhada.

Tepede ağzımız açık kalıyor, gözlerimiz dört açılıyor. Manhattan'ın gerçekten ne olduğunu bu noktadan algılayabiliyoruz.

Bize en ilginç gelen şeylerden biri de şehrin ortasındaki büyük bahçe Central Park'ın ölçeği.

Manzara ile vedalaşıp kuleden inmek bize çok zor geliyor. Ama gezilecek çok yer var.

Yönümüzü İtalyan mahallesine çeviriyoruz. Mimariye de yansımış olan Akdeniz havası çok hoşumuza gidiyor, tanıdık geliyor.

Sonra New York'un ünlü Çin mahallesine yöneliyoruz. Şikago'dakine çok benzese de ölçek olarak büyükçe tabii.

Ünlü Soho'ya uğramadan geçmek olur mu? Alışveriş çılgınlığı her noktada karşımızda.







Günü dünyaca ünlü Times Meydanı'nda noktalıyoruz. Her yer ışıl ışıl, hareketli, canlı. Hayran oluyoruz. Tabii o anda tahmin edemiyoruz sonraki her günü bu ışıltılar arasında sonlandıracağımızı. Bu canlılık çekiyor bizi kendine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder